SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

CENAZELER BAHSİ

<< 924 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

12 - (924) حدثنا يونس بن عبدالأعلى الصدفي وعمرو بن سواد العامري. قالا: أخبرنا عبدالله بن وهب. أخبرني عمرو بن الحارث عن سعيد بن الحارث الأنصاري، عن عبدالله بن عمر. قال:  اشتكى سعد بن عبادة شكوى له. فأتى رسول الله صلى الله عليه وسلم يعوده مع عبدالرحمن بن عوف وسعد بن أبي وقاص وعبدالله بن مسعود. فلما دخل عليه وجده في غشية. فقال " أقد قضى ؟ " قالوا: لا. يا رسول الله ! فبكى رسول الله صلى الله عليه وسلم. فلما رأى القوم بكاء رسول الله صلى الله عليه وسلم بكوا. فقال " ألا تسمعون ؟ إن الله لا يعذب بدمع العين، ولا  بحزن القلب، ولكن يعذب بهذا (وأشار إلى لسانه) أو يرحم".

 

{12}

Bize Yûnus b. Abdilâle's-Saddefi ile Amru'bnü Sevvâd el-Amiri rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Abdullah b. Vehb haber verdi. (dediki): Bana Amru'bnü'I-Hâris, Saîd b. Harisi Ensari'den, o da Abdullah b. Ömer'den naklen haber verdi. Demişki:

 

Sa'dü'bnü Ubâde bir hastalığı dolayısıyla rahatsızlandı. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yanında Abdurrahman b. Avf, Sa'dü'bnü Eb! Vakkaas, ve Abdullah b. Mes'ûd olduğu halde onu dolaşmağa geldi. Yanına girdiğinde onu kuşatılmış buldu ve:

 

  «Öldü mi?» dfye sordu. (Oradakiler)

 

— Hayır yâ Resulâllah! dediler. Müteakiben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ağladı. Onun ağladığını görünce oradakiler de ağladılar. Bunun üzerine:

 

  İşitmiyormusunuz? Allah göz yaşından ve kalbin üzülmesinden dolayı (insanı) azâb etmez. Lâkin şundan dolayı ya azâb eder yahud rahmet buyurur; dedi ve diline işaret etti.

 

 

İzah:

Bu hadisi Buhari «Cenâiz» bahsinde tahric etmiştir. Onun rivayetinde hadisin sonunda şu ziyâde de vardır: «Şüphesiz ki ölü, ailesinin ona ağlaması sebebiyle azâb görür. Ömer (Radiyallahu anh) bundan dolayı sopa ile döğer; taş atar; toprak serperdi.»

 

«Gaşiyye» kelimesi Buhârî'nin rivayetinde «gâşiye» şeklinde zabtolunmuştur. Kaadî Iyaz'ın beyanına göre bazıları onu «gaşye» diye rivayet etmişlerdir. Bu rivayetlerin hepsi sahihtir. Kelime iki suretle tefsir edilmiştir. Birinci tefsire göre «onu ailesi efradı kuşatmış»; ikinciye göre «kendisini elem ve ızdırab kaplamıştı» demektir.

 

Kirmani bu kelimeyi bayılmakla tefsir etmiştir. Burada ondan murad ikinci ma'nâ yâni elem ve ıztırab kaplamasıdır. Çünkü  Hz. Sa'd bu hastalıktan iyileşmiş ve uzun zaman yaşamıştır. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) dilini göstererek: «Lâkin şundan dolayı ya azâb eder: ya rahmet buyurur.» demekle kötü şeyler söylemenin azaba, hayır söylemenin rahmete sebeb olacağına işaret buyurmuştur, îbni Battal diyor ki: «Ya rahmet buyurur», cümlesinin iki ma'naya ihtimâli vardır: Yâ hayır söyleyip Allah'ın kaza ve kaderine teslim olana rahmet eyler; yahud azabını hak etmişken onu affeder de azâb yüzü göstermez.»